29 Nisan 2010 Perşembe

TURKISH DAILY NEWS / 19 March 1996

http://zeus.hri.org/news/turkey/trkn/1996/96-03-19.trkn.html

ISIS librarian and joint organizer of the seminar, Serdar Katipoglu, points out that online access systems are ideal for countries like Turkey which do not have a strong library tradition. With the number of published scientific articles doubling every 16 years and increased financial pressure, online access systems offer a convenient way to provide access to `high' level material which would otherwise be unavailable.

Açık Radyo Söyleşi

08 Mayıs 2009 Cuma

http://www.bilgicagi.com/Radyo/97-istanbul_bilgi_universitesi_kutuphane_ve_elektronik_kaynaklar_direktoru_serdar_katipoglu.aspx

Kütüphaneler ve enformasyon teknolojisi

İstanbul : Cumhuriyet , 25.03.1995.

http://library.bilgi.edu.tr/search~S10?/akatipoglu/akatipoglu/-3,0,0,B/l962&FF=akatipog~alu+serdar&18,,27,0,0/indexsort=-

Geleceğin kütüphaneleri bilgi toplumunu yaratacak

İstanbul : Yeni Yüzyıl , 28.08.1995.

http://library.bilgi.edu.tr/search~S10?/akatipoglu/akatipoglu/-3,0,0,B/l962&FF=akatipog~alu+serdar&12,,27,0,0/indexsort=-

E-kitap, cep kitap ödünç verilir

İstanbul : Cumhuriyet Bilim Teknik, 22.01.2005.

http://library.bilgi.edu.tr/search~S10?/akatipoglu/akatipoglu/-3,0,0,B/l962&FF=akatipog~alu+serdar&8,,27,0,0/indexsort=-

Ayaklı kütüphane sanal kütüphane


Dünün ‘Hafızıkütüb’u ile bugünün ‘Internet’inin kaygısı ortak: sınırsız hizmet, bilgiyi derlemek, isteyene sunmak. SERDAR KÂTİPOĞLU * Geçmişte kütüphaneleri Hafızıkütüb yönetirdi. Alim kişiydi. Ama daha da ötesi Hafızıkütüb kütüphanedeki kitapların içeriklerini ezbere bilen kişiydi. Asıl işi kütüphaneye kitap sağlamak, koleksiyon oluşturmak ve onları okuyucuya sunmaktı. Hafızıkütüb bununla yetinmezdi. Toplantılar düzenler, kitapları ezbere anlatırdı; dersler verirdi. Okuyucular aynı zamanda dinleyici idiler. Kaygı, bilgiyi aktarmak. Kütüphanelerin kutsal sessizliği yerine göre kitabın sesine dönüşürdü. Kitabın içeriği kağıttan çıkardı. Kendine yeni ortamlar bulur, okuyucusuna ya da dinleyicisine, daha doğrusu onu isteyene ulaşırdı. Bu işi en iyi ‘Ayaklı Kütüphane’, yani Hafızıkütüb yapardı. Belleği büyük ve kuvvetli idi. Yakın geçmişte her şey kağıt aracılığıyla topluma sunulurken bugün elektronik ortam kağıdın yerini aldı. Elektronik ortam bizlere dev Hafızıkütübler yaratma olanağı vermiştir. Bellekleri çok çok büyüktür. Bu, Alaeddin’in lambasının ve cinlerinin çoğalmasıdır. Büyük elektronik bellekler her türlü dileğinizi yerine getirebilir. Onlar da ataları gibi bilgiyi içinde barındırır, eğer isterseniz onları size sunar. Onlar tıpkı geçmişte olduğu gibi kütüphanelerde yaşar.
Bilgi teknolojileri sayesinde,

bugün bilgi elektronik ortamda
üretiliyor ve kullanıma
sunuluyor.
Binlerce elektronik dergi İnternet üzerinden kullanıma açıldı. Tek tuş ile yeni ve eski tüm sayılarına ulaşabilirsiniz. Gerekirse makaleleri elektronik mektup ile başkalarına da gönderebilirsiniz. Ansiklopediler yine en güncel haliyle bilgisayarınızdadır. Özel konu veri tabanları zamanınızı en ekonomik biçimde kullanmanızı sağlar. Akademik denetimli Internet sayfaları sizleri ‘Enformasyon Kirliliği’nden korur. Lambanın cinleri iyi ellerdedir. Sahiplerinin, yani kütüphanecilerin istekleri doğrultusunda cinler adım adım ‘Sanal Kütüphane’yi kurmaktadır. Kütüphanelerin mesai saatleri değişti. Kütüphaneler günün 24 saati, haftanın 7 günü açık. Eğer üye iseniz kütüphaneye gelmenize de gerek yok. Verilen kimlik numarası ile Internet üzerinden kütüphaneye erişir ve tüm bilgi kaynaklarını kullanırsınız. Geciken kitabınızı evden uzatır, gerekli kitabı ayırtabilirsiniz. ‘Sanal kütüphane’ duvarları ortadan kaldırdı. Fiziksel uzaklık artık yok. Kütüphanenin sessizliğini isterseniz evinizde yaratabilirsiniz. Dünün ‘Ayaklı Kütüphane’si ile bugünün ‘Sanal Kütüphane’sinin kaygısı ortaktır: Sınırsız hizmet vermek, bilgiyi derlemek ve bilgiyi isteyene sunmak. En inatçı davranan kitaplar da sonunda ikna oldular. Elektronik ortamda ortaya çıktılar. Hemen hemen klasiklerin büyük bir kısmı Internet üzerindedir. Kütüphanenin katalogunu Internet üzerinden taradığınızda önce kitabın künyesi ekranda belirir. Son tuş hareketiyle de kitabın tümü ekranda belirirse hiç şaşırmayın. Her alanın temel kitapları artık gözünüzün önündedir. Yeni basılan kitapların elektronik versiyonları da piyasada satışa çıktı. Kütüphaneler bu elektonik kitapları koleksiyonlarına eklemeye başladılar. Bu sürecin sevindirici başka özellikleri de vardır. Kitap ve derginin yıpranma ve kaybolma sorunu ortadan kalkmıştır. Ayrıca, aynı kitabın birden fazla kopyasının alınmasına da gerek kalmamıştır. Kitabı raftaki yerinde bulamadım diye hayıflanmak artık geçmişte kalacaktır.
Görsel ürünler ve özellikle müzik koleksiyonları oluşturmada olağanüstü bir şans
yakalandı. Görsel ürünler elektronik ortamdadır. Artık gözden ırak değildirler. Makaleler dışında müzik notalarını da içeren veri tabanları halen kullanımdadır. Müzik kayıtları şu an Internet üzerinden dinlenmektedir. Gerçi bu ticari açıdan tartışmalı bir durum yaratmaktadır. Müzik kayıtlarının veri tabanları şeklinde kütüphanelere satılması bu sorunu olumlu yönde çözecektir. Teknolojinin cazibesi bazen yerine getirilmesi gereken hukuki kuralları gözardı ettirmekte.
Internet kitap ve derginin dışında yeni bir tür bilgi kaynağı yarattı: Internet ‘WEB’ sayfası. Bu sayfaların içeriği
doğru olanları, bilimsel olanları tıpkı kitap gibi kataloglanıp gerekli bağlantıları kütüphane kataloglarına konuldu.
Sanal kütüphanelerin söz konusu nitelikleri, Internet üzerinden öğretimin başlamasını da ateşledi.
Kütüphaneciler ve kütüphaneler ‘Bilgi Toplumu’nun öncüleridir. ‘Bilgi Toplumu’ tam anlamını Sanal
Kütüphanelerde bulmaktadır. Türk kütüphanecileri dünyadaki meslekdaşlarıyla aynı zaman diliminde ‘Entelektüel
Teknoloji’yi bilimin ve toplumun hizmetine sundular. Bu başarının perçinlenmesi çok daha fazla Türkçe veri
tabanının oluşturulmasına bağlıdır.
Unutmayalım ki Sanal Kütüphaneler iki temel hak çerçevesinde bilgiyi sunar: Birincisi, bilgi toplumunda en
temel insan hakkı bireyin bilgiye erişim hakkıdır.
İkincisi ise bilgiyi üretenlerin hakkı, telif hakkıdır.
* İstanbul Bilgi Üniversitesi Kütüphane Müdürü

Avrupa Kültür Başkentleri, Kütüphaneleri ve İstanbul 2010 European Capitals of Culture, Libraries and Istanbul 2010

Öz
Bu yazıda, Avrupa Kültür Başkentlerinin oluşumu, kütüphanelerin bir kültür sektörü
olarak yeniden tanımlanması, kültür başkentlerinin kendi süreçleri içinde kütüphanelerle
ilgili geliştirdikleri projeler ve uygulamalar anlatılmıştır. Bu bağlamda, 2010 yılında Avrupa
Kültür Başkenti olacak İstanbul’un, kütüphaneler ile ilgili politikasının belirlemesi ve
uygulamaya geçilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır.
Anahtar sözcükler: Kültür başkentleri, Kütüphaneler, Avrupa, Türkiye
Abstract
In this article, the formation of European Capital of Culture, redefinition of libraries as a
cultural realm; projects, case studies and applications developed by Capital(s) of Culture
are explained and described. In this context, the significance of Istanbul as the European
Capital of Culture in 2010; the certain necessity of developing Istanbul’s urban policies on
libraries and the importance of starting an applied program of actions about these library
policies are emphasized.
Keywords: Capitals of culture, Libraries, Europe, Turkey
Giriş
Pek çok oluşum, kurum gibi biz kütüphaneciler de İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olma
sürecini, duyurulduğu günden itibaren izlemeye başladık. 2010 yılına sayılı günlerin kalması
ve programda yer alan İstanbul Kütüphanesi’nin bir an önce kurulmasını kutlayacağımız
45. Kütüphane Haftası’nda bir kez daha hatırlatmak istedik. İstanbul’un kültür başkenti olma
sürecini kütüphaneler açısından daha iyi anlamak, yorumlamak ve sonuçlandırmak için
önce Avrupa’da kültür başkenti olmuş kentlerin, kütüphaneler ile olan ilişkilerine ve izledikleri
politikalara bakalım.
* Kütüphane ve E-Kaynaklar Direktörü; İstanbul Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi, İstanbul. (serdar@bilgi.
edu.tr)
304
BİLGİ DÜNYASI, 2009, 10 (2) Serdar KATİPOĞLU
Avrupa Kültür Başkentlerinin Oluşumu
Avrupa Kültür Başkenti farklı bir tanımla olsa da ilk kez Yunanistan Kültür Bakanı Melina
Mercouri tarafından önerilmiş ve bir jest olarak bu sıfat 1985 yılında Atina’ya verilerek süreç
başlatılmıştır. Zaman içinde kültür başkenti olmak, o kente sadece statü vermek ya da
kültürel aktivite yapmak anlamından kurtulup, kentin kalıcı unsurlarla gelişmesine katkıda
bulunmak anlamına dönüşmüştür.
Kültür Başkentleri ve Kütüphaneler
1997 yılında, Selanik’te kültür başkenti için kültürel amaçlı birçok bina inşa edilmiştir. Bunlar
içinde en dikkati çeken ise yeni kütüphane binasıdır. Selanik Uluslararası Kütüphanesi adı
ile 1997 yılının Mart ayında açılan bu kütüphane takip eden yıllarda diğer kütüphanelerle
birleştirilerek daha da geliştirilmiştir. Bu kütüphane günümüzde akademik nitelikte,
genel eğitimle bütünleşmiş ve halka açık bir kütüphane olarak tanımlanmakta ve işlevini
sürdürmektedir.
1985’ten 2000 yılına kadar Avrupa Birliği (AB) üyesi olan ülkelerden kültür başkentleri
seçilirken, yeni binyılın (milenyum) başlamasıyla Avrupa Kültür Başkenti unvanı hem birden
fazla kente, hem de AB Adayı olan ülkelerin kentlerine de verilmeye başlanmıştır. Böylece
2000 yılında kültür başkenti sayısı dokuza çıkmıştır. Bu dokuz kent içinde bulunan Avignon
(Fransa), Cracow (Polonya), Helsinki (Finlandiya) ve Santiago del Compostela (İspanya)
kentleri kütüphane binası projeleriyle işbirliğine gitmişlerdir. Yalnız kütüphane binası
projesiyle yetinmeyip kütüphanelerde yazarlarla yapılacak oturumlar, edebiyat projeleri ve
okuma uygulamalarıyla ilgili programları da belirleyici unsur olarak sunmuşlardır (Dewe,
2006).
2005 yılı Kültür Başkenti Cork (İrlanda) kentinde Tory Top’ta yeni bir kütüphane
açılmış, Wilton Shopping Centre Kütüphanesi de yenilenmiş ve her iki kütüphane de çağdaş
bir yönetim anlayışıyla hizmet vermeye başlamıştır. Kütüphanelerin dermeleri güncel
kaynaklarla zenginleştirerek kentlilerin kullanımına sunulmuştur. Kent yönetimi ve yerel
yönetim birimleri ortak bir bütçeyle bu projeleri finanse etmişlerdir (Corck, 2005 Archive,
2009).
2007 yılı Kültür Başkenti Sibiu (Romanya) kenti, resmi internet sayfasında olmamasına
karşın bir gazete haberinde Astra Kütüphanesi binasının açılışını bildirilmiştir. Aynı haberde
bu faaliyetin Romanya’nın AB’ye kültürel katkısının önemli bir göstergesi olduğuna da dikkat
çekilmiştir (International Herald Tribune, 2008).
2008 yılı için Avrupa Kültür Başkentleri olarak seçilen Stavanger (Norveç) ve Liverpool
(İngiltere) sundukları ve gerçekleştirdikleri programlarıyla kültürel işlevlerini kütüphanecilik
açısından başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. Stavanger’de 1987 yılından beri bir kültür
ve toplantı arenası olan Stavanger Kültür Merkezi, Kültür Başkenti sürecinde programların
yoğunlaştığı bir yer olmuştur. Bu merkez, bünyesinde 8 sinema, birer kütüphane ve sanat
galerisi ile toplantı salonlarını barındırmasının yanı sıra kafe ve dükkânlarıyla da bireyin kültür
ve toplum ile buluştuğu bir sosyal alışveriş, bir iletişim ortamı olarak işlevini sürdürmektedir.
305
Avrupa Kültür Başkentleri, Kütüphaneleri ve İstanbul 2010 BİLGİ DÜNYASI, 2009, 10 (2)
Kültür Merkezinde ise, esas vurgulanan bölüm kütüphanedir. Stavanger Kütüphanesinin
halen ülkenin en yeni ve en büyük kütüphanesi olduğunu da burada belirtelim.
Liverpool (İngiltere)’da 2008 yılı Kültür Başkenti olarak aynı yıl Liverpool Merkez
Kütüphanesi açılmıştır. Ayrıca, son beş yıl içinde Liverpool’daki kütüphanelerin yarısı
onarımdan geçirilmiş ya da yerleri değiştirilmiştir. Özellikle belirtilen bir özellik ise, kütüphane
kullanıcılarının 7’den 70’e yerine, yedi aylıktan 101 yaşına şeklinde tanımlanmasıdır. Çünkü
kütüphane yetkilileri en genç kullanıcılarının yedi aylık, en yaşlı olanın ise 101 yaşında
olduğunu belirtmektedir.
2008 yılı kültür başkenti seçimi için 8 kent başvuruda bulunmuştur,. Aday kentlerin
başvuru taslaklarında kütüphaneler, yapacak önemli yatırımlar olarak gösterilmiştir. Örneğin,
Birmingham Merkez Kütüphanesinin yeni bir alanda yeniden kurulacağı; Bristol’da ise dört
yeni kütüphanenin açılacağı ve Newcastle’da yeni bir merkez kütüphane için yeterli bütçe
olduğu belirtilmiştir.
Bir diğer örnek, 2009 Kültür başkenti Linz (Avusturya) ise bambaşka bir programla
karşımıza çıkmıştır: “Yüz Dilin Kütüphanesi”. Bu program Linz’te yaşayan göçmen veya
kentli ve ana dili Almanca olmayan kişiler için tasarlanmıştır. Bu programa kitap bağışlayıcı
veya ödünç alıcı gibi iki pozisyonda katılan kişiler, kendi ana dillerindeki kitap veya benzer
yazılı kaynakları kütüphaneye bağışlamaktadır. Böylece, en az 100 farklı dilde 1000 kitaptan
oluşan bir kitaplık kurulması düşünülmektedir. Bu program için kullanılacak kütüphane,
fiziksel olarak konteynırdan oluşacak ve merkez kütüphanenin önüne yerleştirilecektir.
Linz’in böylece kültür başkenti döneminde özel nitelikte bir kütüphanesi oluşmuştur
(Linz2009, 2009).
Palmer Raporu
Avrupa Kültür Başkentlerinin manifestosu sayılabilecek Palmer/Rae Associates’in
hazırladığı raporu (Report on European Cities and Capitals of Culture) yani Palmer Report’u
incelediğimizde, kütüphanelerle ilgili yeni anlamlar, görevler ve roller görmekteyiz. Raporda
bulduğumuz bazı örneklere göz atalım.
Stockholm 1998’de, yerel yönetim kentte çalışan insanları kültür başkenti programı
için eğitmiştir. Böylece hem yeni iş olanakları, hem de geniş bir katılımı sağlanmıştır.
Kütüphaneciler de enformasyon uzmanı olarak toplumu bilgilendirme sürecinde aktif rol
almışlardır. Helsinki’de yerel yönetim tarafından Avrupa Kültür Başkenti projeleri hakkında
bilgi vermek ve bu projeler ile ilgili görüş almak için kütüphanelere fikir kutuları diye
adlandırılabilecek “ideas boxes” lar koyulmuştur Böylece kütüphaneler aracılığıyla toplumun
aktif olarak kültür başkenti sürecine katılımının sağlanması amaçlanmıştır.
Raporda dikkati çeken bir diğer nokta, “kültürel sektör” tanımının kullanılmasıdır.
Tiyatro, dans, opera, görsel sanatlar, film, edebiyat, mimarlık, tasarım, moda, dijital sanat,
klasik müzik, pop, caz ve elektronik müziğin yanı sıra arşivler ve kütüphaneler de bu
tanım ve sınıflama içinde yer almaktadır. Bunun ilk uygulamalarını Luxembourg 1995’de,
Cophenhagen 1996’da görüyoruz. Kültürel sektör tanımlarına 1996 yılından bugüne,
306
BİLGİ DÜNYASI, 2009, 10 (2) Serdar KATİPOĞLU
oluşan yeni kültürel sektörler de eklenmeye devam etmektedir (Palmer/Rae Associates
International Cultural Advisors, 2004, s.118).
Ortak Projeler
2000’li yıllarda ise, kültür başkentleri, ortak projelere ve işbirliğine dönük çalışmalara
yönelmeye başlamıştır. Ortak projelerde mimarlık, dans, tasarım, film, yeni medya, görsel
tasarımın yanı sıra arşiv ve kütüphaneleri de görüyoruz. Örneğin: Helsinki 2000, Prag 2000,
Bruges 2002.
Bergen 2000‘de ise, karşımıza çıkan “European Cooperation” projenin altında
arşiv kitapları ve bilgi ağı programını görmekteyiz. Bu programda kütüphanelerdeki bilgi
kaynaklarıyla Norveç, İzlanda, Çek, Finlandiya, İspanya, İtalya arasında bir bilgi ağı
oluşturulmuştur. Bu bilgi ağı yazar değişim programlarıyla da desteklenmiştir.
Altyapı Projeleri
Yazımızın başında belirttiğimiz gibi, kültür başkenti olmak süreç içinde kültürel kalıcı
yatırımların yapıldığı bir kent olmaya dönüşümü de sağlamaktadır.
Kopenhag 1996’da Danimarka Kültür Bakanlığı, Milli Kütüphane’yi içinde barındıran
yeni bir kültür merkezi yapımını gündeme almıştır.
2000 yılı Kültür Başkenti Bolonya (İtalya)’da Sala Borsa Kütüphane binasını restore
etmiştir. 2000 yılında resmi olarak açılan kütüphane 2001 yılında halka hizmet vermeye
başlamıştır (Palmer/Rae Associates International Cultural Advisors, 2004, s.144).
2001 yılı Kültür Başkenti Porto (Portekiz)’da ise “Almeida Garrett da Vitoria Kütüphanesi
Ekim 2000 de içi ve dışı mekânları yenilenerek tekrar açılmıştır (Palmer/Rae Associates
International Cultural Advisors, 2004, s.254).
Hemen hemen bütün kültür başkentleri programlarında tarihi binalar yenilenmekte ve
kültürel miras niteliği olan yapılar gözden geçirilmektedir. Uygun nitelikteki eski binalar ise
müze, galeri, kütüphane ve performans merkezlerine dönüştürülmektedir.
İstanbul 2010
Kütüphaneler ile ilgili bilgi almak için İstanbul 2010’un internet sayfasına baktığımızda, “Murad
Molla Kütüphanesi” restorasyonu ile ilgili bir bilgi notunu görmekteyiz. İstanbul Kütüphanesi
için arama yaptığımızda ise “Rami Kışlası”nın halk kütüphanesi ve kültür merkezi olarak
geliştirilmek üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devrediliyor” haberini bulabiliriz. Hâlbuki
2008 Mart ayında, İstanbul 2010’un internet sayfasında İstanbul Kütüphanesi ile ilgili çok
daha kapsamlı bilgiler yer almaktaydı. Böylece kültür başkenti olarak İstanbul, kütüphaneler
başkenti olma yolunda somut bir adım atmış olduğunu gösteriyordu. Hatırlamakta yarar var,
Avrupa Komisyonu; İstanbul, Pecs (Macaristan), Essen-Ruhr (Almanya) kentlerini de 2010
yılı için Avrupa Kültür Başkentleri olarak ilan etmiş ve üç kent bu amaçla sanat ve kültür
ağırlıklı plan ve projelerini hayata geçirmeye başlamışlardır.
307
Avrupa Kültür Başkentleri, Kütüphaneleri ve İstanbul 2010 BİLGİ DÜNYASI, 2009, 10 (2)
Örneğin, Essen 2010 için Ruhr bölgesindeki tüm üniversite, halk, özel konu kütüphaneleri
bir bilgi ağında birleştirilmektedir. Tarihi değerleri olan tüm kitap ve dokümanlar, bir kültürel
miras kaygısıyla bu bilgi ağında kamuoyuna ve topluma dijital ortamda sunulmaktadır.
Ayrıca Essen 2010 için diğer kardeş kültür başkentlerle işbirliği yapılacağı da belirtilmektedir
(Mamecke, 2008).
Pecs 2010 için ana projelerden biri olarak “Güney Tuna Bölge Kütüphanesi ve Bilgi
Merkezi” adıyla büyük bir kütüphane binası yapılmaktadır. Bu yapı için bir mimarlık yarışması
açılmıştır ve 2007 yılında sonuçlandırılmıştır (Toller, 2008).
Sonuç olarak İstanbul 2010 adına süre giderek daralmaktadır. Hatta 2010’nun diğer
kültür başkenti olan diğer iki kardeş kent ile karşılaştırıldığında geç bile kalınmıştır.
Yine de, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kanunu’nda belirtilen İstanbul
Kütüphane ve Kültür Merkezi’nin yapımına ivedilikle başlanmalıdır. Ancak bu bir inşaat
süreci olmamalı ve böyle algılanmamalıdır. Öncelikle ulusal düzeyde bir mimarlık yarışması
açılmalı ve mimari açıdan kendini aşan bir yapı olmalıdır. Aynı zamanda bu yarışma ile
ilgili süreç entelektüel bir ortama dönüştürülmeli ve toplumla paylaşılmalıdır. Kütüphanenin
temelinin atılması için en son şans 2010 yılı olacaktır.
Toplumsal amaçlı bir sosyal sorumluluk projesi olarak nitelenebilecek bu kütüphane,
İstanbul’un en önemli kültür belleği simgelerinden biri olmalıdır. Çünkü o İstanbul’un belleği
ve geleceğidir.
Avrupa Kültür Başkentleri
Yıl Şehir - Ülke Yıl Şehir - Ülke
2010 İstanbul-Türkiye 2000 Krakov - Polonya,
2010 Essen-Almanya 2000 Reykjavik - İzlanda,
2010 Peç-Macaristan 2000 Prag - Çek Cumhuriyeti,
2009 Vilnius -Litvanya 2000 Santiago de Compostela - İspanya
2009 Linz -Avusturya 1999 Weimar - Almanya
2008 Liverpool -İngiltere 1998 Stockholm - İsveç
2008 Stavanger -Norveç 1997 Selanik - Yunanistan
2007 Sibiu -Romanya 1996 Kopenhag - Danimarka
2007 Lüksemburg 1995 Lüksemburg
2006 Patras - Yunanistan 1994 Lizbon - Portekiz
2005 Cork – İrlanda 1993 Anvers - Belçika
2004 Genova - İtalya, Lille - Fransa 1992 Madrid - İspanya
2003 Graz - Avusturya 1991 Dublin - İrlanda
2002 Bruges - Belçika, Salamanca - İspanya 1990 Glasgow - İskoçya
2001 Porto - Portekiz, Rotterdam - Hollanda 1989 Paris - Fransa
2000 Avignon - Fransa, 1988 Berlin - Almanya
2000 Bergen - Norveç, 1987 Amsterdam - Hollanda
2000 Bologna - İtalya, 1986 Floransa - İtalya
2000 Brüksel - Belçika, 1985 Atina - Yunanistan
2000 Helsinki - Finlandiya,
308
BİLGİ DÜNYASI, 2009, 10 (2) Serdar KATİPOĞLU
Kaynakça
Cork 2005 Archive. (2009). 1 Eylül 2009 tarihinde http://www.cork2005.ie/about2005/
capitalprojects.shtml adresinden erişildi.
Dewe, M. (2006). Planning public library buildings: Concepts and issues for the librarian.
Aldershot: Ashgate.
Toller, L. (2008). European Capital of Culture-Pécs, 2010: Borderlesscity. Pécs: Pécs 2010
Application Centre, Europe Centre Pbc. 25 Temmuz 2009 tarihinde http://195.228.152.115/
public/upload/file/dokumentumok/nyilvanos/pecs2010_english.pdf adresinden erişildi.
International Herald Tribune. (2008).14 Mart 2008 tarihinde http://www.iht.com/articles/
ap/2007/01/01/europe/EU_GEN_Romania_Culture_Capital.php adresinden erişildi.
Mamecke, I. (2008). Libraries on their way to the European Capital of Culture 2010. 31 Ağustos
2009 tarihinde http://library.bilgi.edu.tr adresinden erişildi.
Linz2009. (2009). The library of a hundred languages. 31 Ağustos 2009 tarihinde http://www.
linz09.at/en/projekt-2106467/bibliothek_der_100_sprachen.html adresinden erişildi
Palmer/Rae Associates International Cultural Advisors. (2004). European cities and capitals of
culture Part I, II. 30 Ağustos 2009 tarihinde http://www.palmer-rae.com adresinden erişildi.